6 Haziran 2018 Çarşamba

Zeytinciliğe meraklıysanız mutlaka okumanızı öneririm!



Merhabalar sevgili zeytin dostları!

Geçen yazımda bahsettiğim toplantı bugün gerçekleşti ve Balıkesir milletvekili  adaylarının kimisinin teşrif edip kimisinin temsilci gönderdiği toplantının sonuç bildirgesini sizlerle paylaşmayı görev edindim.

Şunu da son not olarak eklemek istiyorum: "Eğer siyasetçiler zeytincilerden oy istiyorsa, aşağıdaki metni dikkatle okumalı ve bizlere kulak vermeliler!"

İyi okumalar

Saygılarımla



                EDREMİT KÖRFEZİ ZEYTİN ve ZEYTİNYAĞI ÜRETİCİLERİ DERNEKLER FEDERASYONU (EKZZÜF) tarafından düzenlenen Edremit Körfezi Zeytin Üreticileri ve 24 Haziran 2018 genel seçimleri Balıkesir Milletvekili Adayları Buluşma Toplantısı
06 Haziran 2018 - Burhaniye
Sayın milletvekili adaylarımıza, düzenlemiş olduğumuz bu tanışma toplantısına katıldıkları için federasyonumuz ve temsil ettiği Edremit Körfez Bölgesi zeytin ve zeytinyağı üreticileri adına teşekkürlerimizi sunarız.
EKZZÜF AMAÇ VE HEDEFLER
            Amacı Edremit Körfezi’nde zeytin tarımını her açıdan sistematik bir hale getirmek olan EKZZÜF bundan bir sene önce Edremit Körfezinde yer alan 6 zeytin üreticileri derneğinin bir araya gelmesi ile kurulmuştur (Burhaniye, Havran, Edremit, Gömeç, Ayvalık, Küçükkuyu) ve bölgemizde yer alan zeytin üreticilerini temsil etmektedir. EKZÜF, ülkemiz ve bölgemiz adına stratejik ürünlerden biri olan zeytini en uygun biçimde değerlendirmek ve yöremizde binlerce yıldır sürdürülebilir bir ekonomi sağlayan bu sektörün dünya standartları seviyesine yükseltilebilmesi için yola çıkmıştır. Zeytin sadece tarım ürünü değil aynı zamanda özellikle zeytinyağı ve ayrıca sabun, pirina gibi yan ürünler sayesinde sanayi ürünleri olarak da temel insani ihtiyaçlara cevap verdiği için devletimizde zeytin ve zeytinyağını stratejik bir ürün olarak görmektedir.
            Bu bağlamda ürünümüzü değerlendirmeye ve insanımıza kaliteli zeytin, zeytinyağı sunmaya ve ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2023 Turizm Stratejik Raporu’nda önerdiği zeytin turizmi aracılığıyla da ekonomik gelir kazandırmaya talibiz.
Edremit Körfezi 27.12.2007’de TBMM raporunda (EK-1) adı geçen turizm gelişim koridorlarından ilki olan “Zeytin Koridoru”nun kalbinde yer almaktadır. 2000’li yılların başından itibaren gastronomi ve turizm konuları dünya ekonomisinde hatırı sayılır bir yere gelmiştir. 2016 yılı Aralık ayında İzmir’de gerçekleştirilen Gastronomi Turizmi Kongresi’nde bir araştırmacının söylediği üzere dünyada sadece yerel tatları keşfetmekle ilgilenen ve sınırsız harcamaya eğilimli 1 milyon turist bulunmakta ve bu rakamın gelecekte artması öngörülmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yayınladığı Türkiye’nin Stratejik Raporu’na göre 2013’te 40 milyonun üzerinde turist, yaklaşık 50 milyar $ dış turizm geliri ve turist başına 1000 $ harcama tahminlenmiştir. Ülkemizde yaşanan birtakım olumsuzluklar ve OHAL nedeniyle bu rakamlara ulaşılamamış olsa da irade sayesinde Türk ulusunun 2023’e kadar bu hedeflere ulaşması mümkündür. 

TANIMLAR
Zeytinlik tanımını yaparken, üzerinde zeytin tarımı yapılan tüm arazilerin akla gelmesi gerekmektedir. AB'de kullanılan tarımsal alan tanımının genel anlamda ülkemize adapte edilmesi bu tanımı daha da kuvvetlendirecektir. Zeytin yeryüzünde meyve veren en uzun yaşam süresine sahip meyve ağacıdır. Günümüzde 3000 yaşında ürün vermeye devam eden ulu zeytin ağaçları bulunmaktadır. Zeytinyağı tamamen doğal ve hiç bir kimyasal işleme tabi tutulmadan zeytinin sadece sıkılmasıyla elde edilen zeytin meyvesinin suyudur. Başka hiçbir bitkisel yağ rafine edilmeden tüketilemez. Tüm dünyadaki tıbbi çalışmalarda insan sağlığına en faydalı doğal yağ olarak ilan edilmiş, gerek kalp ve damar sağlığına ve gerekse kansere karşı önleyiciliği tespit edilip kanıtlanmıştır. Dünyadaki gelişmiş ülkelerde zeytinyağı tüketimi hızla artarak devam etmekte ve ünlü Akdeniz diyetinin ayrılmaz bir parçası olarak kullanılmaktadır.
ZEYTİNCİLİK SEKTÖRÜNÜN TEMEL SORUNLARI
EKZZÜF olarak yöremize ait ve diğer bölgelerde de yaşanmakta olduğunu bildiğimiz sorunların kritik öneme sahip olanlarını aşağıda sizlerle paylaşmak istedik. Ancak öncelikle şunun bilinmesini isteriz ki ülke menfaatleri açısından zeytin üreticisi daima devletinin ve hükümetinin yanında olmuş, sorunun bir parçası olmak yerine çözümün bir parçası olmayı gözetmiş ve gözetmektedir. Sektörün işleyişinin bir sistem dahilinde oluşturulacak yeni uygulamalarla, yöntemlerle, eğitim çalışmalarıyla ve tüm taraflarıyla bir bütün olarak düşünülmesi gerekmektedir.
            Zeytin Yetiştiriciliğinin Sorunları
            Zeytinlik alanlarda üretimi kısıtlayıcı ve doğayı tahrip edici uygulamaların (yapılaşma, madencilik, vb.) oluşturduğu tehlike, sürdürülebilir ekonominin tahribi ve yöredeki istihdamın kaybolması anlamlarına da gelmektedir. Bugün bulunduğu topraklarda sınırlı rezervlerde çıkartılan 1 ton mermerin satış fiyatı USD 500 iken binlerce yıl üretimi yapılabilecek 1 ton zeytinyağının satış fiyatının USD 3200 olması konuyla ilgili genel bir fikir verebilir. Yöremizde yer alan zeytinliklerin genelde tepelik arazilere dağılmış olması farklı ürünlerin tarımının yapılmasını engellemektedir.  Bu alanların tahribi söz konusu olduğunda geçimini bu sektörden sağlayan köylü ve çiftçimizin istihdam sorunu ile karşı karşıya kalacağını da düşünmek gerekmektedir.  Bu nedenle zeytin ve zeytin yağı üreticileri olarak geçerliliği devam eden 3573 no'lu Zeytincilik kanununun değiştirilmeden korunmasını talep ediyoruz.
OECD 2011 yılından beri “Daha İyi Yaşam Endeksi” adında bir web sitesinde çeşitli ölçütlere göre ülkeleri sıralamaktadır. Çevre konusuna gelindiğinde Türkiye’nin karnesi çok zayıftır. Hava kirliliği göstergesinde Türkiye 38 ülke arasında 33. sırada; genel olarak çevre konusuna göre 38 ülke sıralandığında Türkiye 10 üzerinden 2 alarak 37. sırada bulunmaktadır. Rakamlar 2060 yılına kadar erken ölüm oranlarının artacağını ve çocuklar ile yaşlıların kötü çevre koşullarından olumsuz etkilenerek akciğer, kalp rahatsızlıkları ile astım, kanser gibi hastalıklara yakalanarak ciddi sorunları beraberinde getireceğini öngörmektedir. Bildiğiniz üzere Edremit Körfezi havasının temizliği ile ünlü ve sırf bu özelliğinden ötürü özellikle akciğer rahatsızlığı olan kişilerin göç ettiği bir yerdir. Zeytin ağaçlarına ve çevreye zarar verecek her türlü yatırım, kısa vadede ekonomik olarak kazanç sağlayacak olsa bile, uzun vadede insanlarımıza onarılması güç zararlar getirecektir.
           
            İmara açık ya da imarsız alanlarda gerçekleştirilen izinsiz zeytin ağacı kesimlerinin ve zeytinlik alanlarda küçük/büyük baş hayvan sokulmasına ilişkin cezaların caydırıcı olacak şekilde arttırılması ve yazılı şikayetten bağımsız olarak uygulanması zeytinlik alanlara yapılan saldırıların önüne geçilmesinde yardımcı olacaktır. İmara açık zeytinliklerde ağaçların kesilmeden kabaklanma yapılarak sökülmesi ve kontrol altında bu işlemin gerçekleştirilmesi, sonrasında da gösterilecek başka yerlere dikimi ise imar nedeniyle oluşabilecek istenmeyen üretim kayıpların önüne geçebilecektir.
            Zeytin Hırsızlığı zeytinlik sahiplerinin başlıca sorunlarındandır ve son yıllarda ciddi oranda artmıştır. Zeytinlik sahipleri ile hırsızlar karşı karşıya getirilmeden sorun çözülmelidir. Zarar görenin şikayetine bakılmaksızın hırsızlık ve küçük/büyük baş havyan zararları ele alınmalıdır. Her çeşit zeytin alış ve satışı belediyelerin gösterdiği denetimli alanlarda yapılmalıdır.
            Zeytin zararlıları ile mücadelede organik ilaçların kullanımı için, bilimsel ve toplu olarak hareket edilmesi yönünde Tarım il ve ilçe müdürlükleri ile yerel yönetimlerin ortak desteğini temenni ediyoruz. Zeytin sineğine karşı uçakla yapılacak olan mücadele bu konuda gerek maddi gerekse uygulama olarak büyük önem taşımaktadır.
            Zeytin ve Zeytinyağı primlerinin yetersiz kalması ve üreticinin her gün artan işçilik ve gübre maliyetlerini karşılamakta sıkıntı yaşaması zeytinlik bakımlarını aksatmakta ve üründe istenmeyen verim düşüşüne neden olmaktadır. Avrupa Birliği’nin yayınladığı 2012 yılına ait bir raporda zeytin uzun ömürlü, ekonomik eğilimler göz önüne alındığında sert ve sabit üretim maliyetleri taşıyan ancak aynı zamanda biyoçeşitlilik, doğayı ve toprağı koruma özelliklerine sahip olduğu için “vazgeçilmez” bir ağaç olarak tanımlanmaktadır. Zeytin ve zeytinyağında pirim sisteminin Avrupa Birliği’nde olduğu gibi üretim miktarına dayalı olarak bir standart formül ile hesap edilmesi, her sene gözden geçirilmesi ve AB kalite standartlarına çekilmesi üretimde verim artışı sağlayacaktır.
            Zeytin hasadının mekanizasyonunun teşvik kapsamına alınması hem maliyetleri düşürecek hem de daha kaliteli bir üretime neden olacaktır.
            Zeytin Sanayi ve İç-Dış Pazarlama Sorunları
            Zeytincilikle ilgili üretim tesisleri, gerek yemeklik zeytin ve gerekse zeytinyağı, sezonluk olarak çalışmaktadır ve yaklaşık 3-4 ay süren işletme faaliyetleri sonunda bir sonraki seneye kadar atıl kalmaktadır. Bu tesislerin sene boyunca kullanımını sağlayacak ve yapılan yatırımı çürütmeyecek çözümler üzerinde çalışmanın sağlanacak istihdam açısından da önemli olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca bu tesislerde kimya mühendisi ve doktor istihdamı mecburiyeti olmamalıdır çünkü 12 ay boyunca çalışan işletmeler değillerdir. Karasu probleminin çözümü  AB'de yürürlükte olan regulasyonların bizde de uygulanması olacaktır.
            Lisanslı depoculuğun devreye sokulmasının öneminin farkındayız ve bir an önce bu konuda gerekli adımların atılması ile lisanslı depoculuğun hayata geçirilmesi taraftarıyız.
            Tağşiş yapan firmaların ve satın alan firmaların tespit sonrası ilan edilerek gerekli cezai uygulamaların caydırıcı seviyeye getirilmesi sektörün bu tip sahtekarlardan temizlenmesi için önem arz etmektedir.
            Zeytinyağı üreticisi olupta AB ülkelerine vergisiz satış yapamayan tek ülke Türkiyedir. AB tarafından ülkemiz zeytinyağı ürünlerine uygulanan ağır vergi yükünün kaldırılması ihracatı teşvik açısından son derece önemlidir. AB tarafından Naturel Sızma Zeytinyağında uyguladıkları gümrük vergisi 100kg'da 124,5 Euro/kg, rafine ve riviera zeytinyağında ise 100kg'da 134,6 Euro/kg. Buna karşılık halen daha yürürlükte olan Gümrük Birliği anlaşmasına göre AB ülkelerinden 50.000 Ton nebati yağı sıfır gümrük vergisi uygulayarak almaktayız.
            SONUÇ
            En başta da belirttiğimiz üzere zeytin ve zeytinyağı ülkemizin stratejik bir ürünüdür ve 3.5 milyar dolar nebati yağ açığı olan ve her sene bu açığı artan ülkemizde bu kadar sorunu olan sektörümüzün sorunlarının bir sistem dahilinde çözüme kavuşturulması esas teşkil etmektedir. Bu vesile ile halen yürürlükte olan 3573 no'lu Zeytincilik kanuna sahip çıkmanız konusunda  zeytin/zeytinyağı üreticileri olarak sizlere güvenimiz tamdır.
Davetimize kulak verip katılan tüm milletvekili adaylarımıza seçimlerde başarılar diliyoruz, seçimlerin memleketimize istikrarlı, güzel günler getirmesini temenni ediyoruz.
Saygılarımızla,
EDREMİT KÖRFEZİ ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI ÜRETİCİLERİ DERNEKLER FEDERASYONU


Image result for zeytin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder