Orda dur bakalım mühendis hanım!
Hayat senin mutlak doğruların gibi düz değil…
Orda dur hele mühendis hanım!
Hayat denen oyunda yaptığın tüm hesaplar bir gecede bozuluverir…
Orda bir dur bakalım mühendis hanım!
Yazdığın denklem tamamen ispatlanmış olsa da
Değişkenlerin o denkleme uymayabilir…
Orda dur hele mühendis hanım!
Yoluna baş koyduğun yerlerde beklenmedik çukurlar olabilir…
Orda bir dur bakalım mühendis hanım!
Mantığın ile duyguların bu uğurda en çetin savaşı verebilir…
17/2/9
28 Mart 2009 Cumartesi
25 Mart 2009 Çarşamba
Okyanustaki meçhul damla...
Okyanusta sessiz sakin bir su damlası mı olmak önemli yoksa dev dalgalara yol açabilen o ilk harekete sebep olan mı? Ben ikincisini seçiyorum ve koyun sürüsü psikolojisine karşı çıkıyorum...Bu dünyada herkesin, evet istisnasız herkesin, bir görevi var...Çok şükür ben o görevi buldum ya da en azından bulmaya yaklaştım...Yaşadığım düşkırıklıkları ve zorluklar beni kendime daha da yaklaştırdı ve bu genç yaşımda hedeflerimi bulmamı sağladı.Bana engelleri koyan herkese şükranlarımı sunuyorum.Sayenizde (Doğan Cüceloğlu'nun tanımıyla) konfor alanından keşif alanına geçtim ve bu deneyimler bana müthiş güç kazandırdı...:)
17 Mart 2009 Salı
Gülümse...
Sezen Aksu ne güzel demiş..."Gülümse hadi gülümse, bulutlar gitsin..."
Şu an bu ülkede yaşadıklarımız kötü bir rüya gibi geliyor bana.Elbet bir gün bitecek, elbet bir gün uyanacağız bu kötü rüyadan.Umudumuzu kaybetmeden her ne yapıyorsak o işin daha iyisini yapmaya devam etmeliyiz...
Bu yazdıklarıma bakıp eminim içlerinden hayalperest olduğumu düşünenler çıkacaklardır.Varsın olsun, onlar da olmasa hayat zaten tekdüze olurdu:) Hem birşeyleri başarmanın zevki çıkmazdı...
Bu ara millet olarak zor günler geçirdiğimize göre, artık durup bir düşünelim, neden böyle oldu diye...Acaba her işin kolayına kaçtığımız,yine kolay yoldan başarıya ulaşmaya çalıştığımız, yaptığımız işe özen göstermediğimiz ve birbirimize saygımızı yitirdiğimiz için olmasın sakın?!...
O halde daha fazla zaman kaybetmeyelim ve bir an önce işe kendimizden başlayalım... Hatalarımızın farkına varıp kendimize çeki düzen verelim, bakın o zaman herşey ne kadar farklı ve güzel olacak...Sözü Mevlana ile bitirelim..."Dünle beraber gitti cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım...Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım..."
Şu an bu ülkede yaşadıklarımız kötü bir rüya gibi geliyor bana.Elbet bir gün bitecek, elbet bir gün uyanacağız bu kötü rüyadan.Umudumuzu kaybetmeden her ne yapıyorsak o işin daha iyisini yapmaya devam etmeliyiz...
Bu yazdıklarıma bakıp eminim içlerinden hayalperest olduğumu düşünenler çıkacaklardır.Varsın olsun, onlar da olmasa hayat zaten tekdüze olurdu:) Hem birşeyleri başarmanın zevki çıkmazdı...
Bu ara millet olarak zor günler geçirdiğimize göre, artık durup bir düşünelim, neden böyle oldu diye...Acaba her işin kolayına kaçtığımız,yine kolay yoldan başarıya ulaşmaya çalıştığımız, yaptığımız işe özen göstermediğimiz ve birbirimize saygımızı yitirdiğimiz için olmasın sakın?!...
O halde daha fazla zaman kaybetmeyelim ve bir an önce işe kendimizden başlayalım... Hatalarımızın farkına varıp kendimize çeki düzen verelim, bakın o zaman herşey ne kadar farklı ve güzel olacak...Sözü Mevlana ile bitirelim..."Dünle beraber gitti cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım...Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım..."
9 Mart 2009 Pazartesi
Eğitim ve öğretimin farkı
Güncel Türkçe Sözlük'te, eğitim; "çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye" olarak tanımlanmış.
Öğretim ise; "belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim, öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi" şeklinde ifade edilmiş.
Dikkatinizi çekmek istediğim nokta şu; ilkinde kişilik geliştirme ve toplum yaşayışında yerlerini almaya yönelik eylemlerden bahsediliyor, oysaki ikincisinde bilgilendirmeden...
Aradaki dağlar kadar büyük farkı anladığımız gün, bu ülkede işler değişecek inancındayım...Şu an çevremizde bir sürü öğretimli insan var ancak kaçı gerçekten eğitimli merak ediyorum...Bu tesbitimi de destekleyen pek çok toplantıya katıldım.Üst düzey olmuş, ya da toplumda önemli yerlere gelmiş insanlara bir göz attığınızda ilk gözünüze çarpan da bu oluyor.Bakıyorsunuz bilgiler çok güncel,hatta bilmesi gerekenden fazlasını bilenler dolu ama kişilik gelişimine bakıldığında kocaman bir hayalkırıklığı yaşıyorsunuz...En basit görgü kurallarına uyulmayan, öğretimin ilk yıllarında öğretilen noktalama işaretlerine ve büyük-küçük harf kullanımına özen gösterilmeyen ortamlarda buluyorsunuz kendinizi...O zaman kendi kendinize diyorsunuz ki, bu ülke böylesi düşük bir seviyeyi haketmiyor, harekete geçmeliyim...Şahsen ben bu hislerle çıktım yola ve şansıma çok güzel ortamlarda bulunmaya başladım...Beni daha da motive edenler başta deniz yıldızlarım oldu...Onlara müteşekkirim ve yine söylüyorum, bu ülkenin insanları herşeyin en güzeline layık.
Ne mutlu Türk'üm diyene!...
Öğretim ise; "belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim, öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi" şeklinde ifade edilmiş.
Dikkatinizi çekmek istediğim nokta şu; ilkinde kişilik geliştirme ve toplum yaşayışında yerlerini almaya yönelik eylemlerden bahsediliyor, oysaki ikincisinde bilgilendirmeden...
Aradaki dağlar kadar büyük farkı anladığımız gün, bu ülkede işler değişecek inancındayım...Şu an çevremizde bir sürü öğretimli insan var ancak kaçı gerçekten eğitimli merak ediyorum...Bu tesbitimi de destekleyen pek çok toplantıya katıldım.Üst düzey olmuş, ya da toplumda önemli yerlere gelmiş insanlara bir göz attığınızda ilk gözünüze çarpan da bu oluyor.Bakıyorsunuz bilgiler çok güncel,hatta bilmesi gerekenden fazlasını bilenler dolu ama kişilik gelişimine bakıldığında kocaman bir hayalkırıklığı yaşıyorsunuz...En basit görgü kurallarına uyulmayan, öğretimin ilk yıllarında öğretilen noktalama işaretlerine ve büyük-küçük harf kullanımına özen gösterilmeyen ortamlarda buluyorsunuz kendinizi...O zaman kendi kendinize diyorsunuz ki, bu ülke böylesi düşük bir seviyeyi haketmiyor, harekete geçmeliyim...Şahsen ben bu hislerle çıktım yola ve şansıma çok güzel ortamlarda bulunmaya başladım...Beni daha da motive edenler başta deniz yıldızlarım oldu...Onlara müteşekkirim ve yine söylüyorum, bu ülkenin insanları herşeyin en güzeline layık.
Ne mutlu Türk'üm diyene!...
7 Mart 2009 Cumartesi
Keyif
6 Mart 2009, hayatımın en keyifli günlerinden biriydi...Hiç tanımadığım gencecik,pırıl pırıl insanlarla bir aradaydım...Enerjileri o kadar güzel, ışıkları o kadar göz kamaştırıcıydı ki, tarif etmekte güçlük çekiyorum...Onlar benim deniz yıldızlarım...Ve bundan sonraki dönemde onlara elimden gelenin en iyisini yaparak, bildiğim herşeyi aktarmaya çalışacağım.Zaten antenlerim açık:) Bundan sonra herşey çok daha güzel olacak:)
4 Mart 2009 Çarşamba
Doğru söyleyenlerin son durumu...
Bugün zeytinyağı sektöründe bence önemli bir isim olan Ünal Irkdaş ile sohbet ettik. Kendisi birçok başarılı işe imza atmış bir kişi, ancak şu ana kadar karşısına o kadar çok engel çıkmış ki... Belki de bu yüzden biraz da yorulmuş insanlara bildiklerini aktarmaktan...Onunla konuşurken aklıma gelen atasözü: "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar." Ben bu söze ekleme yapıyorum ve diyorum ki "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar ama onuncu köy mutlaka kabul eder."
Bu felsefeden yola çıkarak başlıyorum ilk adımlarımı atmaya...Umarım planladıklarımın bir kısmını yerine getirebilirim, o zaman benimle bu yola çıkacak olanlar tarihe isimlerimizi yazdıracağız... Bu kadar da iddialı konuşuyorum, yineliyorum, kendime güveniyorum ve bu ülkenin insanları güzel olan herşeye layık...Ben de sorumlu bir birey olarak bu görevimi en iyi şekilde yerine getireceğim...
Bu felsefeden yola çıkarak başlıyorum ilk adımlarımı atmaya...Umarım planladıklarımın bir kısmını yerine getirebilirim, o zaman benimle bu yola çıkacak olanlar tarihe isimlerimizi yazdıracağız... Bu kadar da iddialı konuşuyorum, yineliyorum, kendime güveniyorum ve bu ülkenin insanları güzel olan herşeye layık...Ben de sorumlu bir birey olarak bu görevimi en iyi şekilde yerine getireceğim...
3 Mart 2009 Salı
Az kaldı...
Deniz yıldızlarımla tanışmama tam 2 gün kaldı...Onlara anlatmak,öğretmek ve göstermek istediğim o kadar çok bilgi var ki...Nereden başlasam, nasıl devam etsem, bir taraftan onların ilgisini nasıl çeksem diye kafamın içinde bir sürü tilki geziniyor:) Ne tatlı bir telaşmış bu böyle?!
İçimden bir his bu dönemin çok ama çok güzel geçeceğini söylüyor...:)
İçimden bir his bu dönemin çok ama çok güzel geçeceğini söylüyor...:)
2 Mart 2009 Pazartesi
Borsa
Beynimin içi adeta bir menkul kıymetler borsası...Düşüncelerim de sürekli inip çıkan hisse senetleri...Sabahın ilk saatlerinde bazı düşünceler üst sıralara çıkıyor ve onlara ağırlık vereyim diyorum sonra birden bir haber geliyor ve bu sefer başka düşünceler üst sıralara yerleşiyor...Bu hareketlilik tam 24 saat devam ediyor...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)