28 Şubat 2009 Cumartesi

Kıvılcım...

1923 yılında Avrupa'ya öğrenci yollanmasına karar verilmiş. Mahmut Sadi, 150 adet öğrenci içinden seçilen 11 öğrenciden biri...Atatürk, Mahmut Sadi'nin isminin yanına "Berlin Üniversitesi'ne gitsin" yazmış.Zaman gelmiş, Mahmut Sadi Sirkeci Garı'nda trene binmeden önce karmaşık duygular içinde...Gitmeli mi, kalmalı mı, gurbet ellerde memleketi ona sahip çıkar mı soruları beynini adeta kemirirken, bir an gitmemeye karar vermiş.Tam o sırada bir müvezzi ona bir telgrafı olduğunu söylemiş.Telgrafta "Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum; alevler olarak geri dönmelisiniz. " yazıyormuş...Mahmut Sadi, Atatürk'ten aldığı bu telgraftan sonra duygularını ve düşüncelerini şu sözlerle aktarıyor:
"Var mı böyle bir şey? 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hesap edebilen bir lider, dünya lideri olmasın da ne olsun! Yıl 1923, biz evimizde bir çocuğun huyunu değiştiremiyoruz, bir huyunu. Tüm ülkenin huyu değişiyor.Bununla uğraşan bir insan, yolladığı 11 öğrencinin nerede,ne zaman, ne düşünebileceğini hissedebiliyor.Gel de gitme,git de orada çalışma,dön de bu ülke için canını verme!"
İşte bana her seferinde neden yurtdışında kalmadın, neden geri döndün, sen buralarda harcanıyorsun diyenlere cevabımı Mahmut Sadi bey en güzel cümlelerle anlatmış...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder