Bugünlerde ülke gündeminde 24 Haziran 2018 genel seçimleri var. Nereye baksanız, gitseniz konuşulanların hemen hemen %95'i seçimlerle ilgili... Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tabi beni de ilgilendiriyor seçimler ve sonrasında olacaklar. Ancak cumhurbaşkanlığı adaylarının seçim vaatlerine baktığımda dikkatimi çeken bir ayrıntıyı sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim.
Türkiye Cumhuriyeti'nin önümüzdeki dönemde cumhurbaşkanlığına talip olan adayların hiçbiri "çevre" konusuna değinmemiş... Diyeceksiniz ki adalet, eğitim, kadın-erkek eşitliği, ekonomi gibi konular dururken sıra ona gelmemiştir... Tamam size göre ve görülen o ki toplumun çoğunluğuna göre de çevre çok önemli değil. Ancak üzerinde yaşadığımız topraklara borcumuz olduğunu ve Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün doğaya olan hassasiyetini hatırlatmak isterim...
Bu aralar İlknur Güntürkün Kalpakçı'nın "Doğa ve Çevre Anlayışıyla Atatürk - Çevre Felaketi ve Atatürk'ün Öngörüsü" adlı kitabını okuyorum. Okudukça daha çok duygulanıyorum. Türkiye'nin 1980'de dünyanın en fazla ormanı olan 33. ülkeyken, son yıllarda İran'dan sonra dünyada ormanlarını en fazla tüketen 2. ülke konumuna geldiğini; Türkiye'nin %75'inin erozyona maruz kaldığını öğrenmek; OECD raporuna göre bu kuruluşa bağlı 38 ülke içinde çevre konusunda 10 üzerinden 2 puanla 37. sırada yer alıp geleceğimizi deyim yerindeyse mahvettiğimizi görmek içimi acıtıyor!...
Atatürk'ün cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara gibi adeta çöl olarak nitelendirilen bir şehri nasıl ağaçlandırdığını ve tüm dünyanın gıpta ettiği bir başkente döndürdüğünü okudukça O'na olan hayranlığım yine arttı. O'na layık gençler olmak için bu durum ve koşullarda dahi görevimiz Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini sonsuza dek korumak ve savunmaktır. Bu ülke topraklarındaki ağaçlar ve ormanlar da bu gruba dahil!
Neden bu yazıyı yazdığıma gelince; ne yazık ki çıkar gruplarının özellikle zeytinlik alanlara olan iştahının kabardığına dair söylentiler geliyor yine kulağımıza... Ağaçlarımıza, ormanlarımıza, doğamıza sahip çıkmamız lazım...
Yoksa sadece zeytin değil tüm doğal yaşamı kısa vadeli çıkarlar için yok etmekle kalmayacağız, geleceğimizi de zarara uğratacağız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder