Öncelikle 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'mız kutlu olsun :) Zeytin ağacına yakın olunca, zeytin ve zeytinyağıyla beslenince doğal olarak genç kalıyoruz ;)
Bu girişten sonra son zamanlarda katıldığım bir etkiniği anlatmak isterim sizlere. Geçtiğimiz günlerde 16. Alsancak Şenliği kapsamında Alsancak Koruma ve Güzelleştirme Derneği'nin davetlisi olarak Alsancak Dominik Caddesi'nde bir etkinliğe konuşmacı olarak katıldım. Sokakta halka açık bir etkinlik olduğundan yoldan geçip de dinlemeye başlayanlar gördüm ve mutlu oldum.
Bir arkadaşım o güzergahtan geçerken sesimi duymuş ve dinlemeye başlamış. Sonra da karşıdaki kafede oturup tüm konuşmaları dinlemiş. Etkinlik sonunda yanına gittiğimde söylediği çok hoşuma gitti. "O kadar ballandıra ballandıra anlattınız ki, kahvemin üstüne bir damla zeytinyağı dökmek istedim." Demek ki amacımıza ulaştık :)
"Zeytinyağı ile İzmir Mutfağında Sağlıklı Beslenme" adlı etkinlikte çok değerli katılımcılar vardı.
Yanımda UZZK'dan çok sevdiğim Gülşah Satıroğlu, değerli yazar ve Karşıyakalı hemşerim Nedim Atilla, Poyrazcan Gıda Ltd Şti'yi temsilen Dış Ticaret Müdürü Cem Demirci ve Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkan Yardımcısı Nejdet Polat vardı. Konu zeytinyağı olunca tabi kendimizi kaptırmışız. Her konuşmacıya 10 dakika süre tanındı ancak bıraksalar eminim sabaha kadar sohbet edebilirdik :)
O gün o saatte diğer katılımcılarla buluşmamız ve düzenleyenler tarafından da ön bilgi verilmediği halde, sanki karar almışız gibi bütün konuşmacılar olarak zeytinyağının kalitelisinin kokladığınızda sizi güzel yerlere alıp götüreceğinden, taze zeytin, yaprak, taze Ege otları, kesilmiş çimen, çağla badem, can erik, domates, enginar, muz, çiçeksi gibi hoş kokulara sahip olabileceğinden bahsettik. Sevgili Gülşah Satıroğlu zeytinyağının dürüst bir ürün olduğundan ve kokladığınızda üretim sürecinde yaşadıklarını size birbir anlatacağından söz etti. Soykan Bey tüketimi artırmamızın önemine, ülke olarak zeytin ve zeytinyağına dair politikalarımızı iyileştirmemizin gerekliliğine vurgu yaptı. Sevgili Nejdet Polat Şef zeytinyağlıların yemeklere nasıl lezzet kattığından, mutfakta nasıl kullanılması gerektiğinden bahsetti.
Ben ikinci konuşmacı olarak deyim yerindeyse altından girip üstünden çıktım :) Zeytinin binlerce yıl önceki üretiminden, Klazomenai'den, Hipokrat'tan, Ege murfağından, zeytinyağının sağlığa faydalarından, Antandros'tan, garum sostan, doktora çalışmamda bulduğum tüketim verilerinden, gıda eşleşmesinden, tatlılardan Ege otlarına kadar her türlü yemeğe ne kadar yakıştığına kadar herşeyinden bahsettim.
Dinleyenler hepimizin konuşmalarından çok keyif aldıklarını belirttiler.
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş'ın da katılımlarıyla onurlandırdığı etkinlik çok renkli geçti. Ardından aşağıda önünde durduğumuz standlarda Ege mutfağından harika zeytinyağlı yemekler, börekler, tatlılar tadıldı.
Ne yazık ki yine gündeme getirilen Zeytinlik Kanunu'nda değişiklik konusunu ayrıca irdeleyeceğim. Ancak bu güzel bayram gününde sizlere iyi niyetlerle hoşçakalın demek isterim.
Zeytini ve zeytinyağını sevdiğimiz kadar, İzmirimiz'i de çok seviyoruz :)
Derneğin afişindeki "Sokakta umut var!" sloganını çok beğendim. Ben de aynı fikirdeyim. Sadece sokakta değil, her yerde ve her zaman umut var. Ne demiş atalarımız? "Çıkmadık candan umut kesilmez!"
Sağlıcakla kalınız efendim...