Sevgili dostlar,
Zeytinyağı kraliçeniz çalışmaya devam ediyor yaşamayı ciddiye alarak... 20 Mayıs 2017'de Zeytindostu Genel Kurulu'nda yapılan seçimde yönetim kuruluna seçildi ve genel sekreter oldu.
Tabi durur muyum hemen işlere kalkıştım. Sevgili dostum Ümit Çelikaltay'ın şahane fikrini hayata geçirip "Zeytin Ağacıma Dokunma" adlı imza kampanyasını başlattık.
Hedef 1 milyon imza!
https://www.change.org/p/zeytin-a%C4%9Fac%C4%B1ma-dokunma-don-t-touch-my-olive-tree
Tam 2 hafta hem bu kampanya ile hem de sürekli meclisteki görüşmeleri izlemekle, bildiriler hazırlamak ve yayınlamakla geçti. Sebebini aşağıda anlatayım.
"17 Mayıs'ta Bilim Teknoloji ve
Sanayi Bakanlığı'nın hazırladığı rapor sonucu hükümetin TBMM'ne sunduğu
"Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"na
dair görüşmeler 30 - 31 Mayıs 2016’ta komisyon yetkilileri ile sektör
temsilcileri arasında gerçekleşti. Sektörün bileşenleri komisyon
üyelerinin fikrini değiştirmek için epey uğraş verdiler ve büyük ölçüde
başarılı da oldular. Ancak çok kritik olan 20. maddenin değişmesine engel olamadılar.
Nedir bu 20. madde?
3573 sayılı
Zeytincilik Kanunu’nun 20’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre; “Zeytinlik
sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası
hariç zeytinliklerin gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman
çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez.”
Kanun
Tasarısında bu madde şu şekilde değiştirilmek isteniyor: “Zeytinlik
sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede, zeytinliklerin
bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak
tesis yapılamaz ve işletilemez. Ancak alternatif alan bulunmaması ve
kurulun uygun görmesi şartıyla bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış
yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı tarafından izin verilebilir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu
yetkisini gerektiğinde valiliklere devredebilir.”
Basitçe
açıklamak gerekirse; valilik başkanlığında Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu
oluşturulacak. Bu kurulda Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ildeki üst
düzey temsilcileri ile ziraat fakültesi, ziraat odaları ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı araştırma enstitüsünden birer üye olmak üzere
toplam 9 üye yer alacak. Kurulun sekretarya hizmetleri İl Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Müdürlüğü tarafından yürütülecek. Kurul yatırım talepleri ile
ilgili kararları bir aylık süre içerisinde alacak. Bunun için en az 5 üyenin aynı
yöndeki oyu yeterli olacak.
Bir başka deyişle 3573 nolu Zeytincilik Yasası’nda “kesinlikle olmaz”
denen koşul gevşetilerek bir kurul oluşturulmasına, bu kurulun da üyelerinin
yarısından bir fazlası onay verdiğinde zeytinliklerin maden ve enerji üretimi
için yok edilmesine izin veriliyor!
Türkiye
Cumhuriyeti Devleti 171 milyon zeytin ağacı varlığı ile dünyada 2., zeytinyağı
üretimi ile dünyada 5. ve sofralık zeytin üretiminde de dünyada 2. sıradadır. Zeytin
ve zeytinyağı talebi tüm dünyada son 25 yılda 2.5 kat artış göstermiştir. Aynı
zamanda Avrupa ve Amerika’da bilim insanlarının yaptığı yüzlerce araştırmada
özellikle fenol içeriği zengin zeytinyağlarının kalp, damar hastalıklarına,
diyabete, bazı kanser türlerine, mide ve bağırsak hastalıklarına, cilt
hastalıklarına, Alzheimer, MS gibi rahatsızlıklara iyi geldiğine dair bulgulara
rastlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti 14
Eylül 2016’da Birleşmiş Milletler’in 2015’te sunduğu 49. Zeytinyağı ve Sofralık
Zeytin Uluslararası Anlaşması’nı imzalamış ve 1 Ocak 2017 tarihi
itibariyle de bu anlaşma yürürlüğe girmiştir. Bu anlaşmanın 7. Kısmında yer
alan Genel Hükümlerin altında yer alan 24. Maddesinde çevresel ve ekolojik
açılarda da sürdürülebilir zeytin yetiştiriciliğinin geliştirilmesini garanti
altına almakla yükümlüdür. Ayrıca Türkiye, Avrupa Birliği ve Tunus’tan sonra en
fazla paya sahip 3. ülke konumundadır. Dolayısıyla hükümet yasa
değişikliği yaparken sadece içerdeki değil aynı zamanda dışardaki
bağlantılarını da göz önünde bulundurmalıdır.
Bu
koşullarda 3573 nolu yasanın değiştirilmesi mantığa uymayan bir karar olarak
gözükmektedir.
Bu durum elbette zeytin
dostlarını, zeytin üreticilerini, zeytin sektöründeki herkesi derinden sarstı.
Ancak mücadeleden vazgeçmiyoruz."
Değerli şairimiz Nazım Hikmet'in de dediği gibi;
O zaman finali Nazım Hikmet'le yapalım...