Merhabalar efendim,
Bu seferki haber geçtiğimiz haftalarda kutladığımız tat haftasına dair. Fransızların francophonie adını verdikleri bir kutlamaları vardır. Her yıl tüm dünyada fransızca konuşulan ülkelerde çeşitli etkinlikler yaparlar. Bu bilgiyi nereden biliyorum diye sorarsanız İzmir Özel Tevfik Fikret Lisesi'nde 7 yıl boyunca fransız kültürüyle yetiştiğim cevabını veririm size. Dolayısıyla bizde de her yıl bir program yapılırdı. Örneğin en çok aklımda kalan anı; La Fontaine'in masallarında birinde kurt ve horoz arasında geçen bir olayı sahnede canlandırmaya çalışmamızdı... İzmir'in şık restaurantlarından birinde zemin katta buluşmuştuk; öğrenciler, veliler, öğretmenler... Kimisi gitar çalıyor, kimisi şarkı söylüyor, kimisi şiir okuyor, kimisi de bizim gibi sahnede kısa bir skeç canlandırıyordu. Benim tiyatroya hep ilgim olduğu için bana La Fontaine masalında horoz olmak düşmüştü. Hatırlıyorum da çok eğlenmiştim :)
Bu yıl da tat üzerine etkinlikler yapılıyormuş ve ben de uzman zeytinyağı tadımcısı olarak bu hafta kapsamında yapılacak bir tadım sunumuna çağırıldım. Yılların eskitemediği ve bence şarap gibi bir kadın olan canım fransızca hocam Süheyla Yıldırım yine çok zarifti. Beni çok sıcak karşıladı eski okulumdaki herkes. 8,9,10 yaşlarında şahane çocuklarla hem sohbet ettik hem de zeytinyağı tattık. Çok eğlenceliydi :) Gerçi zeytinyağındaki antioksidanlar nedeniyle hissettikleri acılık ve yakıcılık hepsinin hoşuna gitmedi ama en azından bunun yararlı bir şey olduğunu öğrendiler ;)
Aşağıda fotoğrafları paylaşıyorum... Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız :) Çok sevdiğimiz bir atasözü ile konuyu toparlamak isterim. Ağaç yaşken eğilir. Bence de öyle ve ne kadar çok çocuğa ulaşabilirsem o kadar sağlıklı nesillerin yetişmesine vesile olacağım hissindeyim. Hepinize mutlu ve huzurlu pazarlar. Ben birazdan hasada zeytin bahçesine gidiyorum. Görüşmek dileğiyle...