Siz hiç bir zeytin ağacı sevdiniz mi? Ya da daha basit sorayım; siz hiç bir zeytin ağacı gördünüz mü? Eminim çoğunuz seyahat ederken yol kenarlarında zeytin ağaçlarının yanından geçtiniz...
Peki onlara hiç baktınız mı?
O bir canlı ve doğadaki tüm canlı varlıklar gibi sevgi, ilgi ve bakıma gereksinim duymasına rağmen, yine de çok güçlü bir şekilde bulunduğu yere tutunan, kök salan, meyve veren ve yaşamına pek çok engele rağmen devam edebilen asırlık bir ağaç...
Her yıl dövüle dövüle meyveleri toplandığı halde, yeterince sulanmadığı halde, yeri geldiğinde odunu iyi para ettiği için bilinçsizce kesildiği halde hayata sımsıkı tutunmaya devam eden ve biz insanlara meyveleri zeytin sayesinde yaşam iksiri denebilecek zeytinyağını sunan bir canlı zeytin ağacı...
O bir lütuf...
Kur'an'da da birçok yerde adı geçen zeytin ve zeytinyağıyla ilgili iki sureyi aşağıya ekliyorum...
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytinağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu Kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, herşeyi bilendir. (Nur Suresi, 35)
"İncire ve zeytine andolsun." (Tin Suresi, 1)
Sizden ricam lütfen bundan sonra bir zeytin ağacının yanından geçerken ona dikkatle bakın. Hatta mümkünse ona dokunun. Gövdesini sevin, dallarına dokunun... O ağaç bize doğanın bir armağanı...
İtalya'da çok yaşlı ağaçlara "nonno" yani "dede" derler... Geçtiğimiz hafta medyaya yansıyan üzücü haberde öğrendiğimiz üzere zeytin ağaçlarımız kesilmeye başlanmış... Hiç ölmeyen dedemi kaybetmiş gibi hissediyorum...
Ben zeytin ve zeytinyağı üreten öz dedemi hiç görmedim. Çünkü ben daha 1 yaşındayken hayata gözlerini yummuş... Fakat bizim zeytin ağaçlarımız dededen yadigar ve ben de onları dedemin yerine koydum... Ne zaman dedemi özlesem bir zeytin ağacının yanında soluğu aldım ve onun yanında huzur buldum...
Kaz Dağları'nda maden aramak için, Yırla'da termik santral kurmak için kesilmelerine gönlüm el vermiyor... Siz bu yazıyı okuyunca ne hissedersiniz bilemiyorum... Fakat ben atalarımı kaybettiğim için çok üzgünüm ve yastayım...